1999 yılının ortalarında tüm gazete ve dergilerde bazı başlıklar sürekli ilgimizi çekerdi. “Bilişim Sektöründe Eleman Açığı”, “BT alanında ciddi personel açığı var” şeklinde haber başlıkları gün geçmezdi ki gazete veya dergi sütunlarında hatta internette yayınlanmasın.

 

Değişik kaynaklar sektördeki bilişim açığını net rakamlarla ifade etmeseler bile belirtilen rakamlar kimine göre 20.000, kimine göre 60.000 civarındaydı. Büyük bir gazetenin bu rakamı 100.000 şeklinde belirttiğini de söylemeden geçemeyeceğim.


Özellikle Finans sektöründeki büyük projelerle gün geçtikçe pazarı genişleyen BT, başta yazılım olmak üzere sırasıyla donanım, network, e-business alanları ile özellikle yeni kuşaktan birçok insanın tercih ettiği sektörlerin başında geliyordu. Bilişim Sektörü, sadece genç kuşağın değil, değişik sektörlerde çalışan fakat umduğunu bulamayan kişilerin de ilgi duyduğu bol kazançlı bir mecra haline gelmişti. Yabancı sermayenin de Türkiye’de gerçekleştirdiği yatırımları dikkate alacak olursak bu açığın yüksek rakamlarla telaffuz edilmesi bir rastlantıdan ibaret değil elbette. Üniversitelerden mezun olan öğrenci sayısının ihtiyacın çok altında olması açığın büyümesinde oldukça önemli rol oynuyordu. Bu dönemde 2 senelik Meslek Yüksek Okulları büyük bir önem kazandı. Özellikle Anadolu’daki üniversitelere büyük bir akın oldu. İhtiyacı karşılamak için yurtdışından yazılımcı bile ithal edildi. Şimdi bu yazdığım size komik gelebilir ancak bu yazdıklarımı kanıtları ile açıklayabilirim. Çünkü bu projeyi yürüten danışmanlık firmasında Proje Yöneticisi olarak çalışıyordum ve Türkiye’ye gelen Hintlilerin buradaki firmalara istihdam edilmesinden sorumluydum. Anlayacağınız açığı azaltmak için bizim de çorbada tuzumuz olmuştu!

Bütün bu çalışmalarımız da sonuçsuz kaldı, açık daha da büyüyordu ve kimse bu açığı kapatacak radikal reformlar gerçekleştiremiyordu. İşte bu noktada sahneye Bilişim Teknolojileri konusunda özellikle Microsoft ağırlıklı eğitimler veren eğitim merkezleri çıktı. Microsoft Sistem Mühendisliği (MCSE) adı altında sertifikasyon programları ardı ardına açıldı. Bu alanda büyük rekabetler yaşandı. Bu sertifikasyona sahip olan kişilerin çabucak iş bulacağı söylendi. İleriye dönük bir takım vaatler yapıldı. Bilgisayarın “B”sinden bile haberdar olmayan kişiler hiçbir ön elemeye tabi tutulmadan bu programlara yönlendirildi. Farklı sektörlerde 1-2 yılı geçmiş insanlara tavsiye edildi. Benim bu konuda gördüğüm daha korkunç örnekler var ama burada açıklama yapmak istemiyorum.

Şubeler açıldı, sınıflar açıldı derken herkes sınavlara girmeye başladı. Ülkemiz arka arkaya MCSE ünvanına sahip mühendilerle doldu, taştı. Ne de olsa amaç çok büyüktü, sektörde büyük bir açık vardı ve bu açık mutlaka bir şekilde kapatılmalıydı. Ama bu çalışmalar bile açığı kapatmaya yetmedi. Allah’tan imdada ekonomik kriz yetişti de insanlar bu kutsal görevlerine bir süreliğine ara verdiler.

Krizle birlikte çok şey değişti,

Ekononik krizle birlikte özellikle Bankacılık ve finans sektörlerindeki daralma doğal olarak Bilişim sektörünü de etkiledi. Türkiye’nin o yıllarda iki lokomotif sektörü olan Bankacılık  ve Bilişim sektörü krizden büyük yara aldı. Sektörde binlerce işten çıkarılma olayı yaşandı. Birçok şirket kapandı, ayakta kalanlar ise küçülerek yoluna devam etti. Şirket evliliklleri ve satın almaların çokça yaşandığı bir dönemi yaşadık hep birlikte. Sektör duraklama dönemi yaşamadan gerileme dönemi içerisine çoktan girmişti. Elbet birgün yaralar sarılacaktı ancak nasıl bir mucize bilişim sektörünü tekrar o güzel günlerine kavuşturacaktı.

Ortada böyle bir mucizeyi arayanlar boşuna vakit kaybettiler çünkü bu sektörü yeniden diriltmek için mucizeye ihtiyaç yoktu. Nitekim öyle de oldu. Artık kararlar daha sağlam atılıyor Bilişim sektöründe. 1999 – 2000 yıllarında  en fazla tercih edilen sektörler sıralamasında gelen bu sektör kriz döneminde beşinciliğe kadar düştü. Aynı şekilde işe yerleştirme konusunda rağbet gören Bilişim Firmalarına da ilgi azaldı.

Şimdilerde herkes ayaklarını yere daha sağlam basıyor. Sertifikasyon eğitimleri almak isteyen kişiler daha ince eleyip sık dokuyorlar. Bir dönemin kitaptan okuma ile devam eden eğitimleri yerini daha çok uygulamaya yönelik eğitimlere bırakmış durumda. Bu yeniliğin mimarı da hiç şüphesiz Datatraining firması. Tüm sertifikasyon eğitimlerini uygulamalı bir eğitim tekniği ile veren bu eğitim merkezine gelen sertifikasyon adayları, aldıkları eğitimler ile sadece sınavlar için kendilerine gerekecek dersleri öğrenmiyorlar, aynı zamanda mesleki bilgi ve becerilerini üst düzeye çıkarıyorlar.

Sertifikasyon eğitimlerinden bahsetmişken bazı önemli sertifika başlıklarından da bahsetmek bu kavramların yakından bilinmesi açısından faydalı olacaktır. Böylece, kariyer planlaması konusunda kararsız kalmış kişiler için yazdıklarımız açıklayıcı bir rehber olacaktır.

 

MCP:

Microsoft Certified Professional 

Herhangi bir önkoşul aranmamakla beraber, adayların Microsoft ürünlerinden veya teknolojilerinden herhangi bir tanesini başarıyla uyguladıklarını bir sınavla(70-058 Networking Essentials hariç) ispatlamaları yeterlidir. Bu ünvana sahip kişiler Microsoft’un MCP sitesinden de ücretsiz olarak faydalanabilirler.


MCSA:

Microsoft Certified Systems Administrators 

Herhangi bir ön koşul aranmamakla beraber, tavsiye edilen CompTIA programından A+ ve Network+ eğitimlerini almış olmanızdır. Bu sertifikayı taşıyan adaylar bir Microsoft Windows platformunu, onunla ilişkili network ve network sistemlerini başarıyla yönetebilip bu sistemin sorunlarını giderebildiklerini ispatlamış olurlar. MCSA sertifikasını almak isteyen adaylar ister Windows 2000 sürümü olsun ister Windows 2003 sürümü olsun 3’ü zorunlu biri seçmeli olmak üzere toplam 4 sınavı başarıyla geçmek zorundadırlar. Bu sınavlardan Windows 2003 için olanların listesi aşağıdaki gibidir:

 

MCSE:

Microsoft Certified Systems Engineer

Herhangi bir önkoşul aranmamakla beraber, tavsiye edilen, CompTIA programından A+ ve Network+ eğitimlerini almış olmanızdır. Bu sertifikayı taşıyan adaylar varolan bir Microsoft Network’ü tasarlayabilir, yönetebilir ve varolan sistem için uygun programları seçip, sistemi ona göre konfigüre edip güvenlik altyapısını oluşturabilirler. Bu sertifikaya sahip olmak isteyen adaylar toplam 7 sınavı geçmek zorundadırlar. Bu sınavlardan Windows 2003 için gerekli olanların listesi aşağıdaki gibidir.

Bu ünvana sahip kişiler bir network’ü en başından tüm ihtiyaçlarıyla (donanım-yazılım) tasarlayıp, planlamasını yapıp, güvenliğini sağlayıp, bütün sorunlarını giderebileceklerini ispatlamış olurlar. MCSA’den sonraki geçiş noktası olarak düşünülebilecek bu programda bugün hala tüm dünyada sertifikasyon programları içinde en çok rağbet edilenlerden biri olarak önemini göstermektedir. 
 

MCDBA:

Microsoft Certified Database Administrators

Bu sertifikayı taşıyan kişiler SQL serverlarının databaselerini tasarlayıp yönetebilceklerini ispatlamış olurlar. Bu sertifikaya sahip olmak isteyen adaylar 3’ü zorunlu, 1’i seçmeli olmak üzere toplam 4 sınavı geçmek zorundadırlar.

 

MCAD:

Microsoft Certified Aplication Developer  

Bu sertifikayı taşıyan kişiler kendi departmanları için gerekli olan uygulama programını/programlarını tasarlayıp geliştirebileceğini ispatlamış olur. Bu sertifakaya sahip olmak isteyen adaylar 2’si zorunlu 1’i seçmeli olmak üzere toplam 3 sınavı geçmek zorundadırlar.


MCSD:

Microsoft Certified Solution Developer 

Bu sertifikayı taşıyan kişiler kendi sistemlerinin ihtiyaçlarını analiz edip gerekli olan geliştirme araçlarını tasarlayıp bu araçları sorunsuz şekilde var olan network’e adapte edebileceğini ispatlamış olur. Bu sertifikaya sahip olmak isteyen adayların 4’ü zorunlu 1’i olmak üzere toplam 5 sınavı geçmek zorundadırlar.

 

Microsoft Office Specialist: 

Bu sertifikaya sahip olan kişiler Microsoft masaüstü yazılımlarından en az birini uzman seviyesinde kullanabildiklerini ispatlamış olurlar.

 

Sağlıklı ve huzur dolu nice mutlu seneler geçirmeniz dileği ile 


Kenan Cavnar

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir. 

occonsbanner02